EVLİYA ÇELEBİYE GÖRE AFYON
Buraya Karahisar’ı Sahip derler. Sultanlık defterinde böyle yazılıdır. Sancak Bey iki tuğludur. Ulaması çoktur. Halkı gayet iyidir. Kalede üç buğday ambarı ve cephane hazineleri ve 7-8 adet su sarnıcı vardır. Kapıları daima kapalı durur. Yılanı ve çıyanı gayet çoktur. Kimseler yoktur. Daire biçimindeki kale çevresi iki bin adımdır. Etrafı köy ve kasabalar, bağ ve bahçelerle süslüdür. Bu üç kale kapısından yukarı ve aşağı ne at nede katır inip çıkabilir. Orta hisarın kapısı kıbleye karşıdır... Bu şehrin hangi evine girersen bir saray görünür. Misafirhanesi ve haremi ayrıdır. Geniş avlular içindedir. Mükellet ve Müzeyyen İmaret camisi burma minarelidir ki misli Bursa şehrinde ola... Hastalara şifa veren bir hamamı, yetmiş hücreli medresesi vardır... Yedi tekke vardır... Beş hamamı vardır... İki çarşısı vardır... Saraçhanesi hiçbir diyarda yoktur... Burada işlenen besatları hiçbir diyarda işlenmez... Zira Karahisar köselesi, sahtiyan ve gönleri pembeye çalan renktedir. Yüz dükkanlık tabakhanesinde üç bin kişi çalışır. Dükkanları şehrin dışında, derenin iki kenarındadır. Ayrı cami ve mescitleri vardır. On dokuz tüccar hanı vardır...
BURASI AFYONUN ESKI ELLE CIZILMIS RESMI
Çarşi pazari öyle kalabaliktir ki, insan insanin omuzunu sökemez. Zira büyük şehirdir ve çevresi gayet mamur kasabalardir. Nimetleri çoktur. Gayet mümin kimselerdir. Amma halkinin rengi sariya meyyaldir. Zira bu bölge afyon bölgesidir ve ekseriya afyon tiryakisidir. Havasi ve suyu güzel oldugu için nane çöpü gibi, lades kemigi gibi arik ademler degillerdir. Bütün halk çuha, ferace ve kontoşlar giyerler. Alim ve zenginleri samur ve sof ferace giyip gezerler. Halki ekseriya mevlevi oldugu için külah üzerine beyaz sarik sararlar ve cümle beyaz çar bürünürler... Halki gayet zekidir. Okumuşu ve düşünürü çoktur... Bu şehir münevver ve ruhani bir şehirdir. Insan bu şehre girince, kalbi, gözü açilir, bag ve bahçelerinde gami dagilir, canina can gelir...
Afyonkarahisar, Evliya Çelebi'nin deyişiyle uzun süre "Anadolu'nun kültür merkezlerinden birisi" olmuş, yüzyıllar boyunca pek çok şair, yazar, hattat, musıkîşinas, âşık vb. yetiştirmiştir.
Ebherî Baba (13 yy), Abdurrahim Mısrî, Muslihiddin Mustafa Şemseddin (Ahterî)(ölm.1561) gibi ilim ve irfan adamları; hattat olarak Şemseddin Ahmet Karahisarî (1468-1556), Hasan Çelebi (ölm.1594); tezhip, minyatür ve hat sanatında Ömer Fevzi Atabek başlıca şahsiyetler arasındadır.
Afyonkarahisar, Konya'dan sonra, Mevlevîliğin önemli bir merkezi olmuştur. Mevlevîliğin yayılmasında ve Afyonkarahisar'ın kültür merkezlerinden biri haline gelmesinde Semâî Mehmed Dede (Sultan Dîvanî)'nin ve Mevlevî Dergâhı'nın büyük rolü vardır. Mevlevî Dergâhı etrafında mutasavvıf şairler, yazarlar, musıkîşinaslar yetişmiştir. Sultan Dîvanî başta olmak üzere, Mevlevî Dergâhı'ndan feyz alan şair ve yazarlar arasında, Âbâ Pûşî Veli, Abdurrahim Mısrî, Mevlâna Kâsım, Mû'inî Mustafa, Fânî, Ahterî, Muhyî, İbrahim, Güneş Han, Yakîn, Tâbî, Mahfî (Şeyh Ramazan, Şuhutlu Beyâni, Re'yi Çelebi, Yahya Çelebi, Şeyh Safâyî, Mehmed Fevzî, Mehmed Fehmî, Ali Feyzî Karahisarî, Osman Râşid, Keskinoğlu Hasan Ekmel, Şeyh H.Hüseyin Efendi, Felâhî Hoca,Hüseyin Feyzi Bayık, Eğret İmamzâde Osman Şevki vb. gibi pek çok şahsiyet sayılabilir.
Yurdumuzun pek çok köşesinde icra edilen âşıklık geleneği, Afyonkarahisar'da da yaşatılmaktadır. "Harâbî" ve "Türâbî", bilinen en eski âşıklarımızdır. Yine, 1802-1866 yıllarında yaşayan Salih Dehşetî, son derece değerli bir halk şairidir. Tasavvufî yönü de bulunan bu halk şairimizin "Elfiyye"si meşhurdur.
20.yüzyılın başlarında yaşayan ve daha çok destan türü şiirleri, koşmalarıyla tanınan Çizmecioğlu Vehbi (1877-1936) ile, ömürünün en verimli yılları Afyon'da geçmiş olan Adanalı Ziya da halk şiiri tarzındaki şiirleriyle dikkati çekerler.
Afyonkarahisarlı günümüz âşıkları arasında, "Mustafa Avşar, Gazi Aksoy, Şemsettin Kubat (Yoksul Derviş), Fakı Eder, Ahmet Özbakar (Naneci Ahmet), Rıza Özcan, İsmail Özalp, Dinarlı Ali Taş, Şuayp Taşarcan, Münevver Tolun (Aslı Bacı), Halil Ulusoy, Âşık Yaşar, Süleyman Uysal ve Mehmet Zengin" sayılabilirler.
Cumhuriyet döneminde yetişen şairler arasında en tanınmış; Osman Attilâ (1992-1978)'dır. Duygu ve düşüncelerini mizahî bir tarzda şiirleştiren Osman Çizmeciler (1916-1987) ile Zihni Çerçel (1904-1978), lirik şiirleriyle dikkati çeken S.Sırrı Üçer (1911-1983), gazetecilik yönüyle de tanınan Ali Türk Keskin (1913-1991) bu dönemde yaşamış şairlerdendir. "Faruk Şükrü Yersel, Muharrem Gündüz, A.Mahir Türkkan, Enver Yurteri, Muzaffer Görktan, Nâzım Erdem, Reşit Keskin, M.Kemal Şenocak, Ziya Nebioğlu, M.Müştak Erenus, Mustafa Akalın, Mustafa Turna, Nedret Gürcan, Fatma Süzme, Recep Yaşayacak, Cemalettin Ünlü, M.Saffet Devrim, Abdil Çakırer, Yalçın Ergüç, Yılmaz Çınar, A.Naci Doğruöz, Mehmet Ünver, Ömer Kalafat, Şaban Korkmaz" vb. yakın dönemde yaşamış ve yaşamakta olan şairlerdir.
Afyonkarahisar'da yetişen şahsiyetlerimiz arasında, musıkîşinaslarımızın son halkası olan Nazım Bursalıoğlu'nu, hikâye ve roman yazarı Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) (1886-1973)'nı, yönetmen olarak pek çok önemli film ve diziye imza atmış olan Yücek Çakmaklı (1937)'yı kaydetmek gerekir.
Ayrıca, Afyonkarahisar'lı olan Ahmet Cevat Paşa (1851-1900), ilimizin kültür ikliminde yetişen Ali Çetinkaya (1878-1949) ve aşağıda biyografisi verilen 10.Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet SEZER, devlet adamlarımız arasında müstesna bir kıymeti haizdirler.